 Güney Amerika’da Arjantin-Brezilya sınırında İguazu Şelalesi (2009)
Türkiye ayağı Sevda-Cenap And Müzik Vakfı’nca yürütülen uluslararası MusMA projesinin 5. Faaliyet yılı için (2013-14), önerilen tema. (Ağustos 2012.)
Yaşamın vazgeçilmez unsuru SU, Eskiçağ uygarlıklarından bu yana, tensel, görsel ve işitsel bir haz kaynağı da olmuştur. Eski Doğu uygarlıklarında olduğu gibi Roma’da da hamamlar, çeşmeler, havuzlar, yapay gölcükler, yağmur suyu toplama alanları, hem bir varsıllık hem de tinsel ve özdeksel bir keyif unsuru olagelmiştir. Rönesans döneminin bahçeleri, anıtsal çeşmeler ve şaşırtıcı su yapıtlarıyla; içlerinde suyun hayalleri aşan biçimde dolanıp durduğu, kullanıldığı, fışkırdığı, aktığı grotto‘larla donatılırdı. Montaigne’in, Yol Güncesi’nde hayranlıkla ve ayrıntılı biçimde betimlediği bu bahçeler, sahipleri beylere ve onların konuklarına şaşkınlıklar verir mutluluklar yaşatırdı. Uzakdoğu ve Çin’de ve özellikle Ming Sülalesi zamanında yaratılan bahçeler, sükûnet kaynağı ve derin düşüncelere beşik niteliğinde bir suyun, bir gölün çevresinde oluşturulurdu. Bu su yüzeyleri ve akarsular, çevredeki nemi arttırarak, yoğun bir bitki örtüsünün gelişimine de yolaçardı.
Daha sonraları, Büyük Yüzyıl’da, Avrupa’nın batısında kralın ve soyluların şatoları da su alanlarıyla, havuzlarla, çeşmeler ve fıskiyelerle süslenmiştir. Bu tarz daha sonra bütün Avrupa’ya yayılmıştır. Kaplıca kentleri, yüzyıllar boyunca yolcuların önde gelen hedeflerinden biri olmuştur. Bugün de öyledir.
Ama bir bakıma evcilleştirilmiş bu suyun yanı sıra, denizler, okyanuslar, göl ve sulak alanlar, ırmaklar ve çağlayanlar da vardır. Kimi zaman sakin, çoğunlukla zor ve ne hal alacağı kolayca kestirilemeyen, değişken sular. Şu ya da bu adayı, bazen bir kıtayı kuşatarak yalıtır; kimi zaman iki yöreyi, iki ulusu birbirinden ayırır. Kimi zaman bir savunma vasıtasıdır, eski zaman kalelerini çembere alır ve ancak korunaklı bir köprüyle aşılabilir. Ama öte yandan bu denizler ve ırmaklar, vazgeçilemeyen ulaşım yollarıdır.
SU, günlük yaşamımızı her türlü atmosfer olayıyla da etkiler: bulutlar ve yağmurlar, fırtına ve sisler, rüzgâr ve dalgalar, onun doğal çevriminin sonucudur. 
SU nihayet, kimi zaman bir kadının adıdır… Türkiye ve Vietnam’da.
SU yüzyıllardan beri müzikte yansımalar bulmuştur. Haendel’den Vaughan Williams’a, Respighi’den Ravel’e, Debussy’ye kadar… Birçok besteci sudan esinlenmiştir. Ama bu durum genç bestecileri, yeniden suya dönmekten, orada yeni ışıklar, yeni perspektifler aramaktan alıkoymamalıdır. Kaldı ki doğal ve estetik özelliklerinin yanı sıra su, günümüzde önde gelen ekolojik sorun alanlarından biridir.
Uluslararası Ankara Müzik Festivali (Sevda-Cenap And Müzik Vakfı), bu yaşamsal unsura, yeni ifade biçimleriyle yeniden yaklaşılmasını temenni etmektedir. Bu çerçevede, bu tema üzerinde, bir nefesli çalgılar beşlisi için 8 ilâ 12 dakikalık bir eserin bestelemesi beklenmektedir.
Kullanılabilecek çalgılar şunlardır. Flüt (sadece standart Do flüt, flüt ailesinden diğer çalgılar – piccolo, flauto a becco vd. kullanılmamalıdır). Obua, (obua ailesinden diğer çalgılar, korangle, obua d’amore vd. kullanılmamalıdır). Korno (sadece double horn, av kornosu vd. kullanılmamalıdır). Klarnet (sadece Si b. veya Lâ klarnet; aynı aileden diğer çalgılar kullanılmamalıdır). Fagot (kontr fagot ve o aileden diğer çalgılar kullanılmamalıdır). Elektronik araçlar ve amplifikatör kullanılamaz.
ÖB.
|