Zalim Deniz Romanı Üzerine
Bu yazı Yeni Deniz Mecmuası‘nın Mart 2022 tarihli 24. sayısında yayımlanmıştır Topyekûn savaşlar ülkenin ve ulusun bütün imkânlarının, o arada savaşabilecek nitelikteki insan gücünün tamamının seferber edilmesini gerektirir. Onların içinde her meslekten insanlar arasında eli kalem tutanlar da bulunur doğal olarak. Bunlardan bazıları o savaşların unutulmaz romanlarını yazarken, tarihçilerden farklı olarak büyük yıkımların sıradan insanlar üzerindeki etkisini içten bir bakışla ve içe bakışla, sonrakiler için bir başka kütükte kayda geçirirler. On sekiz yaşını doldurur doldurmaz 1917’de silah altına alınıp cepheye gönderilen Erich Maria Remarque, siper savaşlarında şarapnelle yaralanmış ve belki de o sayede savaşın geri kalan bölümünü hastanede geçirerek sağ çıkmıştır. On yıl kadar sonra 1929’da yayımlanan ve bütünüyle çok genç yaşta yaşanmış ve hayli kısa da olsa –sadece bir yıl kadar– çok etkileyici savaş deneyimine dayanan Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (( Türkçeye ilk kez Behçet Necatigil tarafından çevrildi; Varlık Yayınları, Büyük Cep Kitapları Dizisi 34, İstanbul 1956.)) adlı eseriyle, uluslararası düzlemde çok çabuk ve çok yaygın bir ün kazanmıştır. Ayrıca bu türden birçok başka esere de örnek oluşturmuştur. Benzer biçimde II. Dünya Savaşı boyunca Atlantik Muharebelerinin büyük bölümüne fiilen katılarak yaşayan ve o arada Müttefik Kuvvetler içinde 36.200 donanma mensubu ve 36.000 ticaret bahriyesi mensubu denizcinin hayatını kaybettiği bu vuruşmalardan sağ çıkabilen roman ve oyun yazarı gazeteci Nicholas Monsarrat da, bütünüyle o deneyimine dayanan eseri Zalim Deniz’le ((The Cruel Sea, (Fifth Edition) Cassell & Co. Ltd, London 1952. 416 pp.)) ile hem ünlenmiş hem de savaşı, deniz savaşlarını konu alan benzer birçok başka eserle birlikte neredeyse yeni bir türün öncüsü olmuştur. Nitekim aynı kuşaktan, savaşta önce onbaşı ve sonra torpido çavuşu olarak hizmet eden Alistair MacLean (Navaron’un Topları, 1957; Night Without End 1959) ile önce korvet komutanı ardından muhrip komutanı olarak savaşa katılan gene Donanma gönüllü yedeklerinden Denys Rayner (Escort: The Battle of the Atlantic, 1955; The Enemy Below, 1956) gibi yazarların anılan eserleri bir bütün oluşturur.
Zalim Deniz 1951 yılında üst üste baskılarla en çok satanlar arasına girmişti. Ayrıca esere oldukça sadık kalmış aynı adlı bir filme konu olmuştur. ((Charles Frend tarafından yönetilen ve 1953 yılında gösterime giren filmde Jack Hawkins, Donald Sinden, Stanley Baker ve Virginia McKenna rol almıştı.)) 1979 yılında Monsarrat’ın öldüğü tarihe kadar on bir milyondan fazla satmıştı. ((Eric Pace, “Nicholas Monsarrat, Novelist, Dies.” New Yok Times, August 9, 1979.)) 2011 yılına kadar 11 dile çevrilmişti. ((http://worldcat.org/identities/lccn-n79083323/ erişim tarihi 22 Ocak 2022.)) O zamandan bu yana yeni basımları yapılmaya devam ediyor. Türkçe basımının, Kırmızı Kedi Yayınları arasında 2022 yılı içinde çıkması öngörülüyor. Eserin KonusuDenizcilik edebiyatının klasiklerinden sayılan Zalim Deniz Atlantik Savaşını konu alır. Atlantik Savaşı esas itibariyle Kuzey Amerika ile İngiltere ve İngiltere ile Kıta Avrupası limanları arasında Müttefiklerin denizden ikmal yollarının, Almanlar açısından kesilmesi, Müttefikler açısından da korunması için, altı yıla yakın kesintisiz süren deniz çarpışmalarının bütününün adıdır. Konvoy halinde, gıda, akaryakıt, mühimmat ve malzeme taşıyan şilepler sefer sırasında Alman U-botlarının saldırılarından, öncelikle Krallık Donanması ile Kanada Donanmasına bağlı korvet, fırkateyn ve muhripler tarafından korunmaya çalışılmıştır.
Bu savaş fiilen 3 Eylül 1939 günü, İrlanda açıklarında Birleşik Krallık bayraklı, 13.500 grostonluk yolcu gemisi S/S Athenia’nın, Montreal’e gitmek üzere batı yönünden ilerlerken bir Alman U-botu tarafından torpillenerek batırılmasıyla başlar; 4 Mayıs 1945’te Hitler’in yerine Reich’ın Başkanlığına getirilen Amiral Dönitz’in Alman Deniz Kuvvetlerine o arada U-botlara savaşı bırakma ve Müttefik gemilerine teslim olma emriyle son bulur. Bütün savaş boyunca süren bu vuruşmalarda batırılan şilep, askeri refakat gemisi, U-bot sayılarıyla, ölen sivil ve asker denizciler ile denizaltı mürettebatı sayıları şaşkınlık veren rakamlara ulaşır. ![]() Zalim Deniz’de öyküsü anlatılan iki gemiden birincisi Compass Rose‘un savaştaki gerçek örneği. Bu fotoğrafta Flower sınıfı korvetlerin 1939-40 yıllarında inşa edilen ilklerinden biri, HMCS Regina görülmektedir. Önemli özelliklerinden baş kasarada dört inçlik topu, açık köprüüstü ve köprüüstünün önünde yer alan direği belirgindir. Bu direk daha sonra inşa edilenlerde köprüüstünün arkasına alınmıştır. Henüz radarı yoktur. Dalmış denizaltıları tespit için sonarın öncüsü, asdic’le donatılmıştır. (Boy 205 ayak, genişlik 33 ayak, su çekimi 11,5 ayak, 925 deplasman tonluk, azami hız 16 knot.) Canadian Navy Heritage website] – Monsarrat’ın eseri, savaşta gemi ele geçirmenin geleneksel kurallarının yok sayıldığı denizaltı saldırılarıyla aman vermeksizin savaş gemilerinin yanı sıra ve daha çok ticaret gemilerinin batırıldığı bu kıyıcı savaşı fevkalâde gerçekçi biçimde aktarır. Eserin gerçekçiliği ayrıntılarda belli olur. Gerek yeni bir geminin hizmete alınış sürecinde, ardından mürettebatının savaşa hazırlanmasında, gerek savaş sırasında gemide günlük yaşamda, gerekse alarm ziliyle başlayan bir vuruşma sırasında geminin değişik bölümlerindeki eylemler, etkinlikler, komutlar, hareketler, davranışlar, endişeler, korkular, coşkular, sevinçler; köprüüstündeki komuta heyetinden baş kasaradaki top mürettebatına, oradan kıçtaki su bombaları mürettebatına ve su kesiminin altındaki makine dairesinden bacanın hemen arkasındaki pom-pom topunun başındakilere kadar, subay, astsubay ve eratın eylem ve tepkileri çok yakından bir gözlemcinin kalemiyle aktarılır. Batan şileplerin mürettebatından kurtulabilenlerin denizden alınması; romanın odağındaki Compass Rose korvetinin torpido isabetiyle batırılışından sonra sağ kalan mürettebatının Kuzey Atlantik’te dondurucu soğukta suda ya da ıslak vaziyette cankurtaran sallarında gece boyunca geçirdikleri uzun saatler ve o sırada dörtte üçünün teker teker ölümü ayrıntılarıyla anlatılır. Denizin altında, kimi zaman da yüzeyde tespit edilen U-botu avlama manevraları ayrıntılandırılır. Daha birçok başka etkileyici savaş sahnesi hayli yalın biçimde betimlenir. Her zaman sert denizlerin egemenliğindeki Kuzey Atlantik’te, geminin tasarım özellikleri nedeniyle seyrin usandırıcı yönleri, şiddetli yalpa ve yaşam mekânlarına dolan sularla mücadele içindeki erat ve subayların yaşamı nakledilir. Eserde, bütün bu olaylar başlıca iki kişinin, Krallık Donanmasında görev yaptıktan sonra yedeğe ayrılıp ticaret bahriyesinde çalışmaya başlayan, savaş başlayınca yeniden Donanmaya çağrılan Binbaşı, daha sonra Yarbay George Eastwood Ericson ve evvelce amatör yelkenciyken Donanmaya gönüllü katılan teğmen, sonra yüzbaşı ve sonunda Binbaşı Keith Laing Lockhart’ın çevresinde gelişir. Roman mı? Anı mı? Röportaj mı?Monsarrat’ın herhalde en tanınan ve işte yetmiş yıl kadar sonra okunmaya devam eden önde gelen eseri Zalim Deniz çeşitli dillerdeki yayıncılarınca roman –İngiltere’de novel– olarak nitelenir. Yazar, kitabın başındaki açıklamasında kitabında sözünü ettiği kişilerin kurgu ürünü olduğunu özenle vurgular. Ama bir yandan da, “Perde Açılmazdan Önce” başlığını koyduğu bir tür sunuş niteliğindeki bölümde: “Her şeyin ötesinde bu gerçek bir hikâyedir çünkü anlatmaya değer tek tür budur” der. Sanırım sözünü ettiği kişilerin kurgu ürünü olduklarını vurgulaması daha çok bir yazı ahlâkı dürtüsüyle açıklanır. Öte yandan bu eser, daha önce savaş sırasında yayımlanmış gene Atlantik muharebelerine ilişkin aynı yazarın üç küçük kitabının içeriğini büyük ölçüde yineler. (( Üçü de Cassels and Co. tarafından yayımlanmış bu kitaplar, HM Corvette (1942), East Coast Corvette (1943), Corvette Command (1944) adlarını taşır. Daha sonra, savaşın hemen ertesinde bu üç metin tek bir cilt halinde tekrar yayınlanmıştır: Nicholas Monsarrat, Lieut.-Commander, RNVR, Three Corvettes, Cassell and Co. Ltd. London 1945. Bu yazıda o esere atıflar 1953 tarihli ikinci basımına dayandırılıyor.)) O üç metinse seferler sırasında denizde kaleme alınmış notlardan üretilmişti. Bunların üç bölümlü bir kitap biçiminde toplu basımında yazar şu kaydı düşüyor: “Bu kitaplar ilerde yazılacak bir savaş romanı için notlarla başlamıştır. O amaçla 1940’ın başlarında günlük tutmaya başladım. Bu saik ve bir de o korkunç savaşın ortasında, Atlantik’te refakat seferindeki bir korvette vardiya subayı görevindeyken ve bütün evren sadece şiddet, bitkinlik ve endişeden ibaretken yazmanın verdiği zevk ve sağladığı rahatlama nedeniyle buna girişmiştim.” Ancak yazar o projenin uzun bir zaman gerektirmesi nedeniyle “birçoklarını yazmaya ve yayınlamaya yönelten savaşta ölme korkusuyla” bu notlarını bir an önce üç küçük kitap şeklinde yayımlamayı seçer. ((Önsöz, Three Corvettes, (1953) s. vii. )) Demek ki savaş sırasında kaydedilen notlardan hareketle kotarılan Zalim Deniz’de savaşın gidişi, Compass Rose korveti ve sonra Saltash fırkateyninin seferleri odak alınarak aktarılır. Three Corvettes’de gerçek adlarının ilk harfleriyle anılan ya da sadece görev ve rütbeleriyle imlenen kişilerin ((Buna karşılık gemi adları hayalidir.)) burada artık birer “yakıştırılmış” adları vardır. Savaşta kaybedilen gemilerin gerçek sayılarına ve gerçek kurumlara, yapılara yer verilmiştir. Böylece okur, sanki romanlaştırılmış anılarla karşılaştığı izlenimini edinir. Nitekim yayımlanışından beş yıl kadar sonra eseri inceleyen Thomas D. Jarrett, “Zalim Deniz, romansı röportajın iyi bir örneğidir” yargısına varır. ((T. D. Jarrett, “The Talent of Nicholas Monsarrat”, The English Journal, Vol. XLV, No. 4, April 1956. s. 176. http://www.jstor.org/stable/809768 Erişim tarihi 5 Haziran 2021.)) Ama bu kanıya götüren asıl unsur sanırım bir yandan aktarılan olağanüstü olayların gerçeklere benzerliği ise bir yandan da yazarın savaş dönemindeki yaşamı ile eseri arasındaki koşutluktur. Yazarın Yaşamıyla Eserinin KoşutluğuNicholas Monsarrat, Trinity College’da hukuk öğrenimini tamamladıktan sonra iki yıl kadar avukatlık bürosunda çalışmış, ardından o alanı terk edip yazıya ve serbest gazeteciliğe geçmişti. Savaş öncesinde çok başarı kazandığı iddia edilemeyecek üç kısa roman, bir de oyun yayımlamış, Yachting World ve London Week süreli yayınlarına katkıda bulunmuştur. Erken gençlik döneminden başlayarak amatör yelkencilik yapmıştır. Savaş başlayınca Donanmaya gönüllü yedek yazılması bunun uzantısıdır şüphesiz. ![]() Yazar N. Monsarrat muhtemelen bir korvetin köprüüstünde vardiya nöbetinde; üzerinde 19. yüzyıldan beri Krallık Donanması mensuplarının geleneksel kışlık üstlüğü duffle-coat’uyla. (Fotoğraf: Three Corvettes, s. ii’den alınmıştır.) Gönüllü yedek teğmen olarak başladığı donanma yaşamında savaş koşullarının gereği ve bir de hiç kuşkusuz amatör denizciliğinden gelen kimi becerilerle, önce yüzbaşı, sonra da binbaşılığa yükseltilerek ilkin korvet, ardından fırkateyn komutanlığına atanmıştı. Savaşın sonlarına doğru karargâh görevine geçmişti. İşte önce Three Corvettes’in üç bölümünde, sonra da Zalim Deniz’de aktardıkları o dönemde yaşadığı ve yakından gözlemlediği olaylardır. Dolayısıyla bu eserlerin roman sayılması (her ne kadar sonuncusu, Zalim Deniz, kimi kurgusal unsurlar içeriyor olsa da) ve klasik roman tanımına sığması herhalde mümkün değildir. Three Corvettes’deki birinci anlatı “HM Corvette” (Majestelerinin Korveti) başlığını taşır ve Monsarrat’ın teğmen rütbesiyle Flower Sınıfı bir korvette görev yaptığı döneminde yaşadığı gerçek olayları kapsar. İkincisi “East Coast Corvette” (Doğu Kıyısı Korveti) yüzbaşı rütbesiyle Birinci Subay olarak, daha önce –bolluk zamanında soylu malzemelerle ve özenle– inşa edilmiş Kingfisher sınıfı gemide, ((Uzun yıllar korvetlerde görev yaptıktan Birinci Subay olarak atandığı, “konforlu, hızlı, zarif” bu gemiden hoşnutluğunu “East Coast Corvette’te” özenle vurgular. Three Corvettes s. 88.)) Dipper’de (gerçekte adı HMS Shearvater) komutan yardımcılığını, üçüncüsü “Corvette Command” (Korvet Komutanlığı) ise Binbaşı rütbesiyle komutanlığını kuşatır.
![]() Zalim Deniz‘de öyküsü anlatılan ikinci gemi Saltash‘ın gerçek bir örneği: River sınıfı HMS Swale fırkateyni. [Kaynak: https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=4028816] Monsarrat, 1943 ve 1944 yıllarında gerçek adlarıyla HMS Ettrick ve HMS Perim fırkateynlerinin de komutanlığını yapmıştır. Zalim Deniz işte bütün bu deneyimlerin toplamını içerir. Kendisine ayrılan sayfalar açısından “romanın” önde gelen kahramanı, Keith Laing Lockhart, neredeyse açıkça Monsarrat’ın kendisidir. Burada ilginç bir nokta, romanda Lockhart’ın, 1942 yılında Londra’da geçirdiği izni sırasında evvelce eserlerini yayımlayan bir yayıncıya uğrayıp, “ona korvetlerle ilgili bir yazı sattığının” kaydedilmesidir. ((The Cruel Sea, s. 248.)) O yazı gerçek yaşamda Monsarrat’ın büyük ihtimalle aynı yıl Cassels & Co. tarafından yayımlanan HM Corvette adlı kısa anlatısıydı. Eserin Yazı ÖzellikleriEser, Atlantik Savaşını, ikisi de yeni hizmete alınan bir korvetle bir fırkateynin öyküleri çerçevesinde, 1939 Savaşmayı Öğrenme, 1940 İlk Vuruşmalar, 1941 Kapışma, 1942 Boğuşma, 1943 Denge Ânı, 1944 Zafer ve 1945 Ödül başlıkları altında neredeyse bir tarih kitabı gibi yedi bölümde kronolojik biçimde aktarır. Düz bir anlatımı vardır. Savaşın gerek fiilen savaşanların, gerekse genel savaş koşullarından etkilenseler bile yaşamlarını yurtta görece tehlikesiz ortamda sürdürenlerin yaşamlarına etkileri; değişik insanların savaş karşısındaki tepkileri, zayıflıkları ve güçlü yanları, sadakat ve ihanetleri fazla duygusallığa kaçmadan oldukça duru biçimde irdelenir. Mürettebatın gemi dışındaki yaşamına ilişkin bu paragraflarda Birleşik Krallık’ın savaş döneminde toplumsal yapısına ilişkin kimi değinmelerle, o insanlara bir gerçeklik katmaktadır. Fakat metinde kimi zaman okura aykırı ya da yersiz veya zorlama gelebilecek benzetmeler yok değildir. Ayrıca yer yer pek de talihli sayılmayacak bir tür biçemcilik kaygısı izlenimi veren tekrarlar bulunur. Kahramanların karadaki yaşamlarına ve deneyimlerine ilişkin paragraflar her halde büyük ölçüde kurgusal nitelikleriyle esere roman niteliği kazandıran unsurlar olarak görülebilir. Fakat bunlardan bazıları eserin ana gövdesine sanki yama biçiminde eklenmiş gibi durmaktadır. Örneğin Saltash’ın New York’ta Brooklyn Donanma Tersanesinde onarımı sırasında, izinli subayların başlarından geçenler, (Belki Lockhart’ın Julie’ye yazdığı mektup dışında) birbirinden ve ana metinden kopuk parçalar halinde sıralanmaktadır. Bunlardan bazıları uzun, bazıları çok kısadır. Ayrıca eserin bütününde de bölümlerin ve alt bölümlerin oylumu çok farklıdır. Nihayet esere katılan Binbaşı Lockhart ile Krallık Donanması Kadın Gönüllülerinden (Wren) Julie Hallam’ın, acı sonla biten aşk öyküsü de hayli eğreti durmaktadır. Buna karşılık, Compass Rose’un torpidoyla vuruluşundan sonra, Kuzey Atlantik’in soğuk sularında “düzgün biçimde ölenler”, “kötü ölenler” ve “sadece ölenlerin” betimi; Murmansk seferi sırasında gidişte Norveç açıklarında Alman donanması ve hava kuvvetlerinin saldırılarının, dönüşteyse çok uzun süren ve bütün konvoyu dağıtan şiddetli fırtınanın betimi; su altında saklanan U-botla, yüzeyde onu bekleyen ve sonunda avlayan fırkateynin öyküsü nefes nefese okunur. ((Bu tikel olayın, yukarda anılan Denys Rayner tarafından 1956’da yayımlanan The Enemy Below adlı romanının konusuyla (Harper Collins 1956) benzerliği dikkat çekicidir. Bu eserin de aynı adla bir filmi yapılmıştı. Ancak romandaki Krallık Donanmasının Hecate muhribi yerine filmde bir ABD muhribi ile bir U-botun mücadelesi anlatılır.)) Nihayet, vurulmuş ve batmış bir şilebin denizde yüzer durumdaki mürettebatının bulunduğu noktada aynı mevkide bir U-bot olduğu kanısıyla su bombalarının kullanılmasıyla öldürülmeleri, savaşın acımasız mantığının resimlendirir. * * * Edebi acıdan Zalim Deniz’in, roman türünün zirvelerinden biri olduğu herhalde ileri sürülemez. Ama İkinci Savaş’ta, deniz savaşına, gemiye ve denizcilere ilişkin ileri derecede ayrıntılı gözlemlerin gerçeğe yakınlığı, canlılığı ve parıltısıyla yüksek bir değer kazandığı da herhalde görmezden gelinemez. O betimlerdeki canlılığı hattâ Charles Frend’in yönettiği sinema filminde bile bulmak mümkün değildir. Bu özelliğiyle, güvenilir ilk elden tanıklığıyla yakın dönem deniz savaşı edebiyatı içinde ayrıksı bir konumu hak eder. Nitekim deniz edebiyatı klasiklerinden biri sayılması bundandır.
|