XIX. Yüzyıl Sonunda Galatasaray: Simeon Trayçev Radev’in Anıları 1893-1898

 

Bu yazı Galatasaraylılar Birliği’nin (Ankara) yayımladığı Bitmeyen Mektep dergisinin Aralık 2019 tarihli sayısında yeralmıştır.

 

XIX. yüzyılın sonlarına doğru, 1893’te, demek ki mektebin 25. kuruluş yılında, Resne doğumlu, on dört yaşında bir Osmanlı vatandaşı, Bulgar asıllı Simeon Trayçev Radev (1879-1967), Mekteb-i Sultani öğrencisi olur. 1898’de Galatasaray’dan mezun olduktan sonra Cenevre’de hukuk öğrenimi görecek ardından diplomasi mesleğinde yükselecek ve Bulgaristan’ı Ankara, Washington, Londra vd. başkentlerde ve Milletler Cemiyeti’nde temsil edecek, Bulgaristan Bilimler Akademisi üyesi olacaktır.

Radev de, gerek Müslüman gerekse Osmanlı milletler sistemi içindeki başka birçok gayrı Müslim yurttaşı gibi, Galatasaray’da öğrenim görmüş ve eğitilmiş olmanın ayrıcalığından yaşamı boyunca yararlanacak, ama bu ayrıcalığını İmparatorluk için değil, ondan ayrılan unsurlarından birinin yücelmesi için kullanacaktır. Fakat bu gerçeğin arkasında tarihi koşullardan başka bir etken aramak doğru olmaz. Nitekim Galatasaray’ın Osmanlı dönemindeki mezunları arasında, gerek Balkanlar’da gerekse Ortadoğu’da, Osmanlı toprakları üzerinde kurulan birçok devletin yüksek kademelerinde görev almış başkaları da vardır.

Simeon T. Radev’in Galatasaray anıları, kendisi de Bulgar asıllı Georgi P. Kostandov tarafından derlenerek ve çevrilerek Galatasaray Lisesi’nin kuruluşunun 150. yıl dönümünde yayımlandı. ((Georgi P. Kostandov (derleyen, çeviren ve açıklayan), Galatasaray Mekteb-i Sultanisi, Resneli Bulgar Bir Talebenin Hatıraları 1879-1898. Kronik Kitap, İstanbul 2018. 160 s.)) Kitap büyük ölçüde, Radev’in 1954 yılında yazmaya başladığı ve ancak 1969’da, demek ki ölümünden iki yıl sonra Sofya’da yayımlanan Erken Dönem Anıları (Ranni Spomeni) adlı kitabından özetlenerek aktarılan malzemeyle oluşturulmuş.

Kitabın başında, çevirmen ve yayımlayan G. Kostandov, XIX. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul’da yaşayan farklı milletler ile varolan yabancı okulların genel bir tablosunu verdikten sonra, buradaki Bulgar topluluğunu ve onun gelişimini, bazı yönlerden okullarla ilişkilendirerek aktarıyor. O arada, 1870 tarihinde Sultan Abdülaziz’in imzaladığı bir fermanla, Fener Patrikhanesi’nden ayrı bir Ortodox kilisenin, Bulgar Kilisesi’nin oluşumuna (Bulgar Ekzarhanesi) ve böylece Bulgarların da bir millet olarak tanınmasına değiniyor. (s. 14-48, metnin yaklaşık dörtte biri.)

Ardından Radev’in Erken Dönem Anıları özetleniyor. Ohri ve Manastır’daki ilköğrenim yaşamı, doğrudan derleyen/çeviren tarafından özetlenmiş. Buna karşılık Galatasaray’daki öğrenimi, arada derleyenin kısa açıklamalarıyla birbirine bağlanan doğrudan çevirilerle, dolayısıyla Radev’in ağzından aktarılıyor. (s.61 ve devamı)

Radev’in, öğrenciler arasında saydığı millet ve toplulukların sayısı Galatasaray’ın İmparartorluk okulu olarak etki alanı ve taba kuşatımını göstermesi bakımından anılmaya değer. Türkler dışında mektepte o tarihte “Rum, Ermeni, Yahudi, Arnavut, Laz, Mezopotamyalı, Suriyeli, Mısırlı, Cezayirli, Arap, Sırp, Karadağlı, Bulgar öğrenciler” okumaktadır. (s. 64-65) Bu durumda Türk öğrencinin azınlıkta olacağı akla geliyor.

Kitapta, ders ve etüd düzeni, öğretmenler ve belleticiler, disiplin ve cezalar, yemekler, mektep içinde ve dışarıda giyilen üniformalar, o arada üniformanın çevrede uyandırdığı hayranlık, Rum öğrencilerin milliyetçiliği ve taşkınlıkları, genel olarak İstanbul’da Rum ahalinin, Osmanlı Yunan mücadeleleri nedeniyle azgınlığı anlatılıyor. O arada Radev mektepteki Bulgar öğrencilerin başarılarını vurgularken, genellikle seçkinler sınıfından gelen Türk öğrencilerin terbiye ve görgülerini övüyor ama çalışmaya fazla istekli ve azimli olmadıklarını belirtiyor ve bir de bağımsız düşünmeye alıştırılmamış bulunduklarını ileri sürüyor.

Bu kitabın önemi sadece Simeon T. Radev’in Galatasaray öğrencisi olarak anılarını kapsamasından ileri gelmiyor. XIX. yüzyılın sonlarında Mektep’te eğitim-öğretimin düzenleniş şekli, günlük yaşam, farklı milletlerden öğrencilerin aralarındaki ilişkiler konusundaki bilgiler kuşkusuz değerlidir. Fakat yanısıra XIX. yüzyılın son çeyreğinde, Avrupa’da “Doğu Sorunu” başlığı altında toplulaştırılan görüş ve siyasalar ile onun türevi eylemlerin ve bu çerçevede Balkanlar’daki mücadelenin Dersaâdet’deki Balkan kökenli öğrencilere etkisi ve onları eylemlere yöneltmesine ilişkin bilgiler de ilgi çekicidir. Nitekim okulun Sırp öğrencilerinden birinin Sırp gizli örgütüne üye olmuş ve Saraybosna suikastını hazırlayan grupta yeraldığı (s. 66); bizzat Radev’in de, Dahili Makedonya İhtilal Organizasyonu’na, kıyısından bulaşmış olduğu anlaşılmaktadır. (s.115 ve devamı.)

Kaynakça, konu ve özel adlar dizini ile on dört sayfalık ikonografya eki içeren kitap, Şimdi 150 yılı geride bırakmış Galatasaray’ın evvelki yüzyılın sonundaki görünümünü vermesi nedeniyle, ender rastlanan bir kaynak olarak değerlendirilebilir. Bu görünüm, ayrıca bir yönüyle Osmanlı toplum yapısını da yansıtmaktadır. 

 Radev’in öğrencilik döneminde ve öncesinde, Avrupa’da “Doğu Sorunu” başlığı altında toplulaştırılan görüş ve siyasalar ile onun türevi eylemler, özü itibariyle Osmanlı İmparatorluğu’nun, dönemin büyük güçleri İngiltere, Fransa, Rusya ve Avusturya Macaristan tarafından parçalanması, paylaşılması ya da duruma göre, varlığının sürdürülmesine izin verilerek, bu dört gücün çıkarlarına göre biçimlendirilmesine, kesilip biçilmesine, kolunun kanadının kırılmasına yöneliktir. Doğu Sorunu 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile 1923 Lozan Barış Antlaşması arasındaki yaklaşık 150 yıllık döneme yayılır. XIX. yüzyılın ortasına doğru Sırbistan 1830’da özerk bir yönetime geçmiş, 1878 Berlin Kongresi’nden sonra da bağımsız bir devlet haline gelmişti. 1827 Londra Konferansı’ndan sonra gene 1830 yılında özerklik kazanan Yunanistan da 1832 de bağımsız bir devlet olarak kurulmuştu. Bulgaristan ise Berlin Antlaşmasıyla 1878’de özerk bir prenslik olarak örgütlendi. Osmanlı bu girişim ve eylemler karşısında hiçbir şey yapamamış düvel-i muazzamanın kararlarına uymak zorunda kalmıştır.

İşte bu hareketler yüzyılın devamında bütün Balkanlar’a yayılacaktır.

 

 

[1] Georgi P. Kostandov (derleyen, çeviren ve açıklayan), Galatasaray Mekteb-i Sultanisi, Resneli Bulgar Bir Talebenin Hatıraları 1879-1898. Kronik Kitap, İstanbul 2018. 160 s.